MİRAS: HER HAK SAHİBİNE HAKKINI
VERMEK
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce
Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Anne babanın ve
yakınların miras olarak bıraktıklarından
erkeklere pay vardır; yine anne babanın ve
akrabanın miras olarak bıraktıklarından
kadınlara da pay vardır; azından çoğundan,
belli pay.”1
Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili
Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır:
“Her kim öldükten sonra geride mal
bırakırsa, o mal mirasçılarınındır.”2
Aziz Müminler!
İslam’ın titizlikle üzerinde durduğu
haklardan biri de mirastır. Dinimiz, hayatın her
alanında olduğu gibi, miras paylaşımında da
adaleti öngören ayrıntılı hükümler getirmiştir.
Mümin, ahiret yolculuğuna uğurlanırken geride
bıraktığı maldan, önce cenaze masrafları
karşılanır. Sonra, eğer varsa borçları ödenir.
Ardından üçte biri aşmamak kaydıyla
mirasçıların dışındakilere yönelik vasiyeti yerine
getirilir. Bütün bunlardan sonra ise miras
varislere intikal eder.
Kıymetli Müslümanlar!
Miras taksim edilirken her hak sahibine
hakkının verilmesi, kadın-erkek, büyük-küçük
hiç kimsenin mağdur edilmemesi esastır.
Kadınlara miras verilmemesine yönelik örf ve
âdetler, dinimize göre adaletsizliktir, zulümdür,
asla meşru değildir. Allah’a ve O’nun indirdiği
Kur’an’a iman eden her Müslüman, mirastan
payına düşene rıza göstermeli ve kardeşlerinin
hakkına el uzatmaktan sakınmalıdır. Nitekim
Rabbimiz mirasla ilgili hükümleri beyan ettikten
sonra bizleri şöyle uyarır: “İşte bu, Allah’ın
koyduğu sınırlarıdır. Kim Allah’a ve
Peygamberine itaat ederse, Allah onu, içinden
ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları
cennetlere sokar. İşte bu büyük başarıdır.
Kim de Allah’a ve Peygamberine isyan eder
ve onun koyduğu sınırları aşarsa, Allah onu
ebedi kalacağı cehennem ateşine sokar. Onun
için alçaltıcı bir azap vardır.”3
Değerli Müminler!
Mirasın emanet olduğunu, miras ve kul
hakkı arasında ince bir sınır bulunduğunu
unutmayalım. Hırslarımıza yenilerek o sınırı asla
çiğnemeyelim. Miras söz konusu olduğunda
merhameti, insafı, adaleti ve hakkaniyeti elden
bırakmayalım